"İnsan doğar ve ölür ve bu ikisi arasında bir şey olursa ne âlâ." der Beigbeder, bu ikisi arasında bir şeyler olmasına da reklamcılık denebilir belki. Sıkıcı, renkli, keyifli, berbat, kolay ve bitmek bilmeyen bir iş bizimkisi. Zor olduğu da kesin. Kim uykusuna yeni mısır patlağını nasıl tanıtacağını düşünerek dalmak ister? Ama eğlenceli olduğu da: "Birden gökten mısır patlağı yağmaya başlar."Biz birtakım reklamcı, birtakım doğruları birtakım pembe yalanlarla birleştirip birtakım şekillerde sunmak için çalışırız. Bazen bir filmdir sunduğumuz, bazen bir ilan, bazen her şey basit bir başlıktan ibarettir: "Bu mısır patlağı çok iyi. Gerçekten!"Belki büyütmemek lazım, "doğru" bir iletişim sanılanın aksine günlerce, haftalarca çalışmadan da ortaya çıkabilir. En mutlu edeni de budur şüphesiz; böylece milyonların markanızdan haberi olabilir, bir anda, hemen markete koşarlar ve şöyle derler görevliye:"Şu yeni ve çok iyi olan mısır patlağından alabilir miyim acil?"Tabii ki genelde böyle olmaz; binlerce uyaran arasında markanızın dikkat çekebilmesi, tüketicinin tercihi olabilmesi için birileri belki aylarca çalışır, düşünür, taşınır. İşte o birilerinden bazılarıyız biz --ve çok acayip bir şey yaptık!Yepyeni, stresten uzak, yaratıcı ve keyifli işler ortaya çıkarmak,"iyi reklamlar" ve "daima mutlu saatler" içinekipçe her birimiz kendi renklerimizi alıp yanımıza,müşteri dostlarımızla bir araya geldik;birlikte takılan harikalar insanlar olduk. İyi ki olduk, iyi ki doğduk.Happy Hour Creative Workshop"Sizi de aramızda görmekten mutluluk duyarız. Gerçekten!"